6 Nisan 2017 Perşembe

Alanya Ultra Maratonu; Patikalar beni sevmese de ben onları çok seviyorum.

Tekinsiz bulduğu için bisiklete binmeyi bile 20 yaşından sonra öğrenmiş birinden bazı gözü kara hareketleri bekleyemezsin. Bu yüzden benim konfor alanım dışında olan patika yarışlarında beklentilerimi en aza indirirek kendim ile mücadele ediyorum. Resmen dayak yemiş gibi oluyorum. Ama şimdiye kadar katıldıklarım arasında en kısa mesafe olmasına rağmen en canımı okuyan Alanya Ultra Maratonu Keykubat koşusu oldu. Neyse ki duruşu bozmadan,kuyruğu titretmeden bitirdim.
Organizasyona ev sahipliği yapan Alanya yaz kış hareketliliğini koruyan çok güzel bir turizm beldesi.  Yarışın yapıldığı tarih belki de Antalya'da yarışılacak en güzel aya denk geliyor. Ama eğer başka bir şehirden hem gezi hem de yarış için gelecekseniz geziyi yarış öncesine denk gelecek şekilde planlamanızı öneririm. Çünkü parkurun zorluk derecesi çok yüksek yarış sonrasında gezmeye mecaliniz kalmayabilir. Yeterli antrenmanınız yok ve zor olduğu için hiç yorulmadan yarışa katılayım derseniz o da olur. Çünkü patikalarda ki Alanya manzarasıyla gözleriniz zaten bayram edecek, Alanya Kalesinde de koşacaksınız. Yarış bittikten sonra kendinizi Akdeniz'in serin suları ile de ödüllendirebilirsiniz.
Biz Antalya Runners olarak kalabalık bir ekip ile bu yarışa katıldık. Her seviyeden sporcusu bulunan bir grup ile katılmanın en güzel tarafı yarışın ilerleyen aşamalarında temponuz değişse  bile devamlı tanıdık yüzler ile karşılaşıyor olmak.  Hemen hemen hiç yalnız koşmadığım, yol boyunca birçok arkadaşımla adeta kendi antrenmanımız gibi bir arada olduğum bir ortamdaydım. Burada antrenman ibaresini bilerek kullandım. Çünkü aşağı yukarı hepimizin son dönemlerde yokuş rampa antrenman eksiği vardı. Antalya gibi bir şehirde yaşamanın avantajı iklimi sebebiyle neredeyse 12 ay yol koşusu yapmaya imkan veriyor. Ama doğası gereği şehrin dümdüz olması yüzünden bir iki lokasyon dışında rampa bulmak da zorluk çekiyoruz. Alanya ultra maratonunun  bol çıkışlı daha doğrusu sırf çıkışlı parkurunda hepimiz tüm kış tırmanmadığımız kadar rampa çıkacaktık.
Yarışma, sabah tuvaletlerin kilitli olması, yakında ki bir camiye yönlendirilmemiz dışında, aksamadan, sorunsuz alınan bir start ile başladı.
Bu yarışa girerken tüm arkadaşlarım gibi bende aynı hatayı yaptım. Bir ultra maraton daha doğrusu bir patika yarışına girerken organizasyon zorunlu tutmasa da mutlaka yanıma ilave su ve takviye almalıydım. Alt tarafı 20K diyerek, mesafeyi küçümsedim. Yol koşusu gibi her 5K da bir su istasyonları olmayacağını üstelik tırmanışların bizi beklediğini biliyordum. Kaybolabilirsin, sakatlanıp yarışı bırakabilirsin, doğası gereği ultra maraton ortamları sürprizlerle doludur. Cep telefonumu dahi yanıma almadan nasıl o dağlara tepelere çıktım şuanda bile kendime kızıyorum. Burada beni yanıltan 20K için zorunlu değil ibaresi oldu. Bence en az 1 litre su ve cep telefonu böyle bir parkurda zorunlu tutulmalıydı.


İşaretlemeler konusuna gelecek olursak, organizasyonun bazı kilit noktalara gönüllü koymayarak veya koyamayarak yarışmacıları halkın insafına bıraktığı noktalar oldu. Alanya halkımız ise böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak konusunda sınıfta kaldı. Bilerek ve art niyetli olarak değiştirilen, kapatılan patika girişlerinden tutunda, çöpe atılan işaretlemelere kadar herşeyi gördük. Bu yarışta kendimizi yarı ev sahibi saymıştık. Geçimini dışarıdan gelen ziyaretçilerle sağlayan böyle bir şehrin daha bilinçli daha konuksever olmasını beklerdik. Bu konuda büyük hayal kırıklığı yaşadık. Yarışın daha ilk çeyreği koşulurken patika girişinin bir şakacı  vatandaş tarafından  kapatılması en önde koşan ilk grubun arkadaki grup ile yer değiştirmesine sebep oldu. Hem dar tırmanış patikaları hem de merdivenler geçişe izin vermediği için yarış atmosferinden çıktım. Daha çok bulunduğum ortamdan keyif almaya çalıştım. Benim için fazla olduğunu gördüğüm tırmanışları kendime yüklenmeden nasıl bitirebilirimin planlarını yapmaya başladım.Yanıma bir tek kendimi aldığım için ilk kontrol noktasına çok bitkin girdim. O hafta yaşadığım soğuk algınlığına bağlayarak ateşimin yükseldiğini bile hissediyordum. Sular bardak ile verildiği için yanıma koşarken alma imkanım yoktu. Üst üste içtiğim sular midemi şişirdi. İnişe geçtiğimizde dalağım her kontrolsüz sıvı alımımda olduğu gibi şişmeye başladı. Kendimden beklediğim performansı göstermeme engel oldu. Önce Savaş ve Serhat sonrasında ise Adil ve Yağız ile koşmaya başladık.
Sahil şeridine geldiğimizde işaretlemeler konusunda tekrar endişelenmeye başladık. Çünkü kumsala inmemiz gerekirken bir türlü kumlara doğru işaretlemeleri göremiyorduk.  Yarışın ilk kilometreleri ile ortak bir yolun dönüş istikametinde ilerlediğimiz için gidişte ve dönüşte aynı işaretlemeler mi geçerli muğlaktı. Rotadan çıkmış olma tedirginliğini yaşarken sonunda bizi kumsala yönlendiren görevliyi gördük ve içimiz rahatladı. Bu noktada eğer kayalara tırmanmak için suya gireceğimizi bilseydim  ayakkabılarımı çıkartırdım. Kumsalda dalgalardan kaçarak cambazlık yapmaktansa ayaklarımı biraz olsun rahatlatmış olurdum. Az sonra başıma gelecek olanlardan habersiz, Yağız ve Adil ile kumsalda ilerlemeye başladık.  Bir ayağımıza beton bağlamadıkları kaldı derken işaretlemeler bizi dizlerimize kadar denize soktu. Kayaları tırmandıktan sonra belki ayaklarımıza beton bağlanmamıştı ama  patika ayakkabısıyla koşmadığımız için ıslandığında çok ağırlaştı. Bitti dediğimiz noktada tekrar tırmanışa yetti gari nidaları ile başladık. Surlardan aşağı inmeye başladığımızda işaretlemelerin yerinde yeller esiyordu.
Sanırım bu sefer de temizlik işçileri tarafından masumane bir temizlik operasyonuna kurban gitmişlerdi. Ahmet i elinde şeritler ile bize doğru koşarken gördüğümüzde doğru noktada ilerlediğimizi anladık. İçimize su serpildi. Bitiş noktasına ulaştığımız da Antalya Runners dan yarışı bitiren arkadaşlarımızı gördük.  Beklediğimizden çok daha zor bir parkura hepimiz hazırlıksız yakalanmıştık.  Bitirebilmiş olmanın mutluluğu yerini bizden daha uzun mesafeleri koşan arkadaşlarımızın merakına bıraktı.Teknede yapılan, katıldığım en güzel makarna partisi, patikalarda ki eşsiz Alanya manzarası, kolay kolay bir daha tecrübe edemeyeceğimiz  dik yokuşlar, yarış sonrası kumsal keyfimiz yanımıza kar kaldı. Genel kategori de 4. yaş grubunda 3. olarak yarışı bitirdim. Daha hazırlıklı olmak kaydıyla seneye aynı parkuru deneme sözünü kendime vererek Alanya'dan ayrıldım.

3 yorum:

  1. Harika bir yazı Zeynep, eline sağlık!

    YanıtlaSil
  2. Tebrikler ayağına ve kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  3. Vallahi sonu nasil bitecek diye merakla okudum. Cok guzel yazmissin. Her turlu becerini, basarini tebrik ederim.

    YanıtlaSil