24 Mart 2017 Cuma

RUNATOLIA 2017, En iyi yarı maraton derecem ilk defa yürüyerek bitirdiğim yarıştan geldi.

Büyük Britanyalı triatlet Brownlee kardeşlerin Dünya şampiyonasında ki efsane bitirişlerini birçoğumuz seyretmiştir. Kardeşlerden Jonathan  Brownlee, yarışın sonlanmasına metreler kala ayakları birbirine dolanıyor,yarışı bırakmak üzereyken kardeşi Alistair Brownlee koluna giriyor ve  ikinci olarak çizgiyi geçmesini sağlıyor. Onların ki, yarışın son metrelerinin ne kadar önemli olduğunu bizlere çarpıcı bir şekilde gösteren, güzel ve çok duygusal bir örnek. Sonu güzel bitmeyen yarış sonu düzlüğü hikayesi ise hepimizi derin bir üzüntüye boğan  Runatolia 2017 de yarı maraton mesafesini  koşarken kaybettiğimiz  Zeynel Murat Batur'un ki oldu.

Bu sene geçtiğimiz yıllardan farklı olarak Kaleiçi­ni de 10K parkuruna ekleyen organizasyon yetkilileri, yarışın bitiş noktasını da Atatürk Parkının arka tarafındaki dar yola taşımıştı. Dünya da birçok örneğini gördüğümüz park, mesire alanı bitişli yarışlar çimlerin, gölgelikler olması sebebiyle aslında çok keyiflidir. Ama Runatolia 2017 de yolun daralmış olması, koşarak gelen 21K koşucularının, 10K nın yürüyen katılımcılarına denk gelmesi  ile birleşti. Son kilometresine girmiş olan yarı maraton koşucularının kalan enerjilerini beklenmedik şekilde harcamasına sebep oldu.  Ani dur-kalk hatta çarplarla, zaman zaman sertleşebilen diyologlar yaşandı. Üstüne üstlük, bu duruma bir de bitiş çizgisinin olması gerekenden 300mt kadar daha ileriye taşınması eklenince, kendi adıma söylemek gerekirse, yarışmanın son metrelerini çekilmez hale geldi.  Doğa şartları sebebiyle mecburen olması gerekenden ileride veya geride bitiş çizgisine ultra maratonlar ve patika yarışlarında alışığızdır. Bir yol koşusunda ileriye taşınmasına ben ilk kez karşılaştım ve anlam veremedim.  Bu sebepten bitiş çizgisine hızlı girmek hevesim, pilim bittiğinden kursağımda kaldı.10K yürüyüşüne çıkmış katılımcıların demoralize etmesi sebebiyle yarışımı saatim 21.1 gösterdiğinde  sonlandırdım. Yürüyerek bitiş çizgisine geldiğimde tam bir kaos vardı.  Chipleri okutmak için halıya basmamız gereken yerde bir kalabalık duruyor,  koşarak gelenler onların üzerine çıkıyordu. Tam bir madalya galeyanı yaşanıyordu. Kısa süre sonra biraz ileriye alınan madalya dağıtım noktasında bu sefer koşmayanların da ulaşabileceği bir noktaya alındı. Yarışla alakası olmayan izleyicilerin de  anı madalyalarından almak için araya girmesine şahit oldum. 
Organizasyonun bu dar yola bitiş noktasını  taşıması fikrini ortamı şenlik havasına sokma isteğiyle yapıldığını onların pembe çerçevesinden baktığımda  anlayabiliyorum. Ama sadece birkaç spor yapıyoruz selfiesi çekmek adına orada bulunan dar yolu geçilmez yapan bilinçsiz, koşana saygısız katılımcıları anlamak da zorluk çekiyorum. 
Aynı mesafeyi koştuğumuz ve maalesef kaybettiğimiz Zeynel Murat Batur a gerekli ilkyardımın gelmeyişi, gelemeyişi de gene bu dar yola bağlanmakla beraber aslında öncesinde bu tür felaket senaryoları kurgulansaydı, önlem alınarak aşılabilecek bir durumdu.  Gene pembe gözlükler ile yarışı organize edenlerin bence yaptığı en büyük hata  sadece dar yol değil aynı zamanda araç girişine kapalı bir yolda yarışı bitirmeleridir.
Buraya kadar yazdıklarım yarışı kazasız belasız bitirebilmiş bir koşucunun son kilometrede yaşadıklarıydı. Yarışa olaylı son kilometresinden başlayarak yazmaya başlamamın sebebi  (yarışın başlangıcında İstiklal Marşını okunmadan başlanması dışında) hiçbir problemin yaşanmadığı sorunsuz bir yarış olmasıdır.
 Organizasyonun çıkaracağı dersler muhakkak olacaktır. Benim bu yarıştan çıkardığım ders ise koşarken alınan takviyeler konusunda daha çok araştırma ve deneme yapmak yönünde olacak.  Antrenmanlarda içtiğim su bile dalağımın şişmesine sebep oluyorken neyi, ne zaman, ne sıklıkla tüketmem gerektiğiyle ilgili daha çok araştırma yapmam, antrenmanlarıma sıvı alımını eklemem gerekiyor. Bu yarışı dalağım şişecek korkusuyla  su bile içmediğimden kramplara sebep olarak bitirdim. Ama yokuşları olan patikalarda ve sıcak havalarda bu kadar şanslı olacağımı sanmıyorum.  Tüm bu olumsuzluklara rağmen aslında en iyi 21K yarışımı burada koştum. Hatırlarsanız Bodrun yarış raporumda bir program takip ederek koşmam gerektiğinin farkına vardığımı yazmıştım.
Ronatolia,  yaklaşık 3 aydır hazırlandığım, 5 pace ortalama ile bitirebilmek için bir program takip ederek koştuğum ilk yarıştı. Hedefime 21.1 koştuktan sonra  ekstra yürümeme sebep olan 300 metre, kramplar ve motivasyon kaybımı saymazsam ulaştım. Genel kategori 18. yaş grubunda 4. olarak yarışı sonlandırdım. Strava dan yarışımı görebilirsiniz:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder